Değişim Zamanı
Son birkaç senedir dünya, modern çağda hiç yaşanmamış hızlı bir değişim ve karmaşa rüzgarına yakalanmış durumda. İklim değişikliğinin etkisiyle yaşadığımız doğal afetler, COVID-19 pandemisi, Ukrayna-Rusya savaşı ve yaşanan enerji krizi, pandemi sonrası yaşanan ve gelişmiş ülkeleri bile etkileyen enflasyon ve artan gıda arzı sıkıntısı gibi sorunlarla aynı anda uğraşmak zorunda kalıyoruz.
Bu kaotik ortamda iletişim danışmanlığı sektörünün rolü de tartışmasız önem kazandı. Yaşanan ani gelişmelere bağlı olarak günlük olarak bile iş stratejilerini değiştirmek zorunda kalan şirketlerin bu çalkantılı süreçte marka itibarlarını korumak için iletişim danışmanlarına çok iş düşüyor. Pandemiyle birlikte artık yeni normalimiz olan evden veya hibrit çalışma modelleri de şirketlerin iç iletişim, çalışan etkileşimi ve bağlılığı gibi konuları da ciddi bir şekilde gözden geçirmelerini gerektiriyor. Tüketiciler gibi çalışanlar da artık çalıştıkları kurumun karlılıklarını artırmak dışında toplum ve çevre için nasıl değer yarattıklarını göstermelerini istiyor.
Tüm dış faktörlerin yok sayıldığı ve yap-sat-at modeline dayanan lineer ekonomiden, karbon emisyonu, atıklar gibi çevre ve topluma çıkarılan maliyetlerin de göz önünde bulundurulduğu ve minimum atık kavramının tüm iş modellerinin merkezinde olduğu döngüsel ekonomi sistemine geçiş önümüzdeki 30 sene içerisinde devam edecek. AB döngüsel ekonomi aksiyon planı çerçevesinde yeni standartlara uyum sağlamak zorunda kalacak tüm ihracatçı şirketler, bu dönüşümü ülkemizde ilk yaşayan grup olacak. Yeni yasalar ve regülasyonların zorunlu kılacağı dönüşümde tüketicilerin rolü de çok önemli olacak. Çevre ve sosyal etki bilincinin artmasıyla tüketiciler bu konularda sadece duyarlı olan değil, iş modellerini de bunlara göre değiştiren şirketlerin ürün ve hizmetlerini kullanmak isteyecekler.
Tüketicilerin yavaş yavaş “kullanıcı”ya dönüşeceği bu yeni süreçte marka bağlılığı çok daha fazla önem kazanacak. Kısacası çok büyük bir değişim süreci bizi bekliyor. Bu değişim sürecinde şirketlerin paydaşlarıyla doğru iletişim kurabilmesi de elzem olacak, dolayısıyla iletişim danışmanlığı sektörüne de çok önemli bir iş düşecek.
Seda Yalçın
İDA Üyesi
Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 125. sayısında yayımlanmıştır.